ŞABAN AYI
Kamerî
ayların sekizincisi.
Ayın hareketlerine göre hesaplanan Arabî ayların ilki Muharrem, sonuncusu da
Zilhiccedir. Şaban, Receb ile Ramazan ayları arasında yer alır. Şaban ayının
Araplar arasındaki eski adı Azil idi.
Araplar, Şaban ayına “şehrullâh-i muazzam”, “şehru’l-kerâme” ve “şehru’l-kasîr”
de derler. Böyle demelerinin sebebi, bu ayda bostanlara çıkıp, beraberlerinde
götürdükleri yemek ve diğer şeyler pişinceye kadar gezip eğlenmeyi âdet
edinmeleriydi. Medineliler, bu ayın on beşinci gecesine “leyletü’l-helva”
(helva gecesi) derler. Araplar, o gece evlerinde, durumlarına göre tatlılar
pişirip yerler ve yedirirlerdi. Eskiden bizim toplumumuzda da, hemen her kandil
gecesi bir helva gecesiydi. Fakir-zengin akrabaya, komşuya helva dağıtmak
âdetti. Ülkemizin bazı yörelerinde bu âdetin günümüzde de devam ettiği
görülmektedir.
Şaban ayını önemli kılan özelliklerden biri, “şühûr-i selâse” denilen “üç
aylar”ın ikincisi olmasıdır. Bilindiği gibi, üç ayların ilki Receb, üçüncüsü de
Ramazandır. Şaban ayının önemli bir hususiyeti de, “Beraat gecesi”nin bu ayın
on beşinci gecesine tesadüf etmesidir. Beraat gecesi, meleklerin inmesi,
duaların kabul olunması, duaların geri çevrilmemesi gibi birçok fazilete sahip
olduğu için, bulunduğu ayı da değerli kılmıştır (M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih
Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1983, III, 302).
İbn Mâce, Şaban ayı ve özellikle Beraat gecesi hakkında rivayet edilen şu iki
hadisi kaydeder:
“Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü
oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne
iner ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok
mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim!” (Sünen, İkâmetü’s-Salât,
191).
“Allah Teâlâ, Şaban’ın on besinci gecesi (Beraat gecesi) tecelli eder ve
ana-babaya asî olanlarla Allah’a ortak koşanlar dışında bütün kullarını
bağışlar” (Sünen, İkâmetü’s-Salât, 191)
HADİS-İ ŞERİFLER
Rasulullah efendimiz, Şaban ayına da çok değer verir ve “Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler
için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir” diye dua ederdi.
Âişe validemiz buyuruyor ki: Resulullahın,
hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şabanın
tamamını oruçla geçirirdi. [Buhari]
Şaban ayında niçin çok oruç tuttuğu sorulduğu zaman Resulullah efendimiz
buyurdu ki: Şaban, öyle
faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfil olurlar. Bu ayda ameller,
âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçluyken arz edilmesini
isterim. [Nesai]
Bu
konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir: “Ramazandan sonra en faziletli
oruç, Şaban ayında tutulan oruçtur.” [Tirmizi]
“Şaban’da üç gün oruç tutana, Hak
Teâlâ Cennette bir yer hazırlar.” [Ey oğul ilmihali]
Bünyesi zayıf olanın, Şaban’ın 15 inden sonra oruç tutmayıp, farz olan
Ramazan-ı şerif orucuna hazırlanması iyi olur. Sağlığı yerinde olan ise, Şaban
ayının çoğunu, hatta tamamını oruçlu geçirebilir.
Berat
gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesidir. Yani 14 Şaban’ın bittiği günün
gecesidir.
Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
“Şaban’ın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü
Teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızk isteyen yok mu, rızk
vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa, istesin
vereyim” Bu hâl, sabaha kadar devam eder.” [İbni Mace]
Şu beş
gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi,
Ramazan ve Kurban bayramı gecesi. [İ. Asakir]
Bu geceyi ganimet bilmeli, tevbe istiğfar etmeli, kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı
kerim okumalı, Bilhassa ilim öğrenmelidir. En kıymetli ilim, doğru yazılan
ilmihal bilgileridir.
ŞABAN AYININ FAZİLETİ
İlâhî feyz
ve bereketin yeryüzünü şenlendirdiği bu mübarek ay, mü’minler için en kârlı ve
kazançlı fırsattır. Çünkü Şâban’ın değer ve kıymetini arttıran en
önemli tarafı, diğer aylara göre (Ramazan hariç) yapılan her amelin ve ibadetin
sevabının üç yüz kattan fazla oluşudur.(Şualar, s. 416)
Diğer vakitlerde kılınan bir rekât namazın sevabı on ise, Şaban ayında üç yüzden fazladır. Okunan her bir Kur’ân harfi için üç yüz Cennet meyvesi vardır.
Yine bu ihsan ve bağış ayı olan günlerde amel defterimizin sevap hanesine kaydettirdiğimiz ibadetler, her an şeytan ve nefsin fırlattığı gaflet, vesvese ve şüphe oklarına birer kalkan vazifesi görerek gerçek huzurumuzun kaynağı olur. Çünkü farkında olmadan veya bir anlık gaflet sonunda işlediğimiz hatâ ve kusurların keffareti olabilecek hasenat ve iyilikler en bereketli şekilde bu günlerde elde edilmektedir. Ayrıca bu ibadetler ileride hücumuna maruz kalabileceğimiz günahlar için de bir siper hüviyetini taşır.
Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam diğer aylara göre bu ayda daha çok ibadet ve taatte bulunurlardı.
“Şaban benim ayımdır.”
“Şaban
günahları temizleyendir” buyurarak kadrini yüceltirdi.(Keşfü’l Hafâ. 2:9)
Receb ayı geldiği zaman da “Allahım, Receb ve Şaban (ayını) bize mübarek ve bereketli kıl” buyururdu.(Müsned, 1:259)
Böylece dua ve niyazlarında bu ayların kudsiyetini dile getirmişlerdir.
Peygamberimizin Şaban ayına gösterdiği bu hürmetin bir sebebi de devamında gelecek olan Kur’ân ayı olan Ramazan’dan dolayı idi. Hz. Enes’in rivayetine göre, Peygamberimizden sual ederler:
“Ya Resulallah, Ramazan’dan başka en faziletli oruç ayı hangi aydadır?”
Bu soruya Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam: “Ramazan’ı tazim için (Ramazan hürmetine) Şâban’ da tutulan oruçtur” cevabını verirler.(Tirmizı, Zekât: 28)
Basta Hz. Âişe Validemiz olmak üzere Sahabilerin beyanına göre Peygamberimiz bazan Şaban ayının tamamını, çok kere de çoğu günlerini oruçlu geçirirdi. Zaten diğer günler, bilhassa Pazartesi ve Perşembe günleri de oruçlu bulunan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam maddî ve manevî pekçok hikmetinden dolayı oruç ibadetini sıkça yapardı.
Bu hususta Hz. Âişe’nin (r.a.) şöyle bir rivayeti vardır: “Rasulullah Aleyhissalâtü Vesselam bazı aylarda çok oruç tutardı. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç iftar etmedi sanırdık. Bazı aylarda da çok iftar ederdi. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç oruç tutmadı derdik. Rasulullahın Aleyhissalâtü Vesselam Ramazan’dan başka bir ayın orucunu tamamladığını görmedim. Şaban’daki kadar, kendisinde, çok oruçlu olduğu bir ay da görmedim”(Buhari, Savm: 51)
Hz. Âişe başka bir rivayetinde bu konuda şunları söyler: “Rasulullah Aleyhissalâtü Vesselam senenin hiçbir ayında Şaban ayındakinden fazla oruç tutmaz ve şöyle buyururdu: “Amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir.”(Müslim. Sıyam: 177)
Yine Hz. Âişe, İbni Mâce’de geçen başka bir rivayetinde de, “O (Resul-i Ekrem) Şaban ayının tamamını oruçla geçirerek nihayet Şâban’ı Ramazan’la birleştirirdi”(İbni Mâce, Savm: 4) diyerek Peygamberimizin bu ayda daha çok oruç tuttuğunu ifade etmektedir.
Bu iki rivayetten hadis âlimleri, Peygamberimizin bazı seneler Şâban’ın tamamını, bazı zamanlarda da çok günlerini oruçlu geçirdiği kanaatine varmışlardır. Zaten hadiste geçen “tamamı” mânâsına gelen “küll” kelimesi Arapçada çoğunluk mânâsında kullanılırdı.
Bir kimse bir ayın çok günlerini oruçlu geçirirse, tamamını oruçlu geçirdiği ifadesi yer alırdı.
Her iki rivayetten Şaban ayının tamamını oruçlu geçirmenin veya bir kısmında oruç tutmanın caiz olacağı hükmü çıkarılmaktadır.
Şaban ayında oruç, namaz, sadaka gibi ibadetlerin ve diğer imâni ve İslâmî hizmetlerin fazla yapılmasının bir hikmeti de, devamında gelecek olan Ramazan ayı için zihnen, bedenen ve ruhen bir hazırlık ve alışkanlığa sebep olmasıdır. Çünkü bazı insanlar, “Nasıl olsa, Ramazan gelince daha çok ibadet ederiz” diye gaflet ve tembelliğe kapılabilirler. İşte Şâban’da yapılan ibadetler bu perdeyi yırtmaktadır.
Bu hususa Peygamberimiz, Hz. Üsame bin Zeyd’in suâli üzerine işaret etmektedir. Hz. Üsame sorar:
“Yâ
Resulallah, Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu
görmedim.”
Bunun üzerine Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyururlar:
“Receb ve Ramazan ayları arasında şu Şaban ayında insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.”(Nesei, Savm: 70)
Bunun üzerine Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyururlar:
“Receb ve Ramazan ayları arasında şu Şaban ayında insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.”(Nesei, Savm: 70)
Bu mübarek günleri değerlendirerek gün ve gecelerimizi manevî yönden daha çok bereketli kılarsak, bu ayın feyzinden daha fazla istifade etmiş oluruz. Bu aylarda tutulan oruç farz ve vacip olmayıp sadece sünnettir. Peygamberimize uyarak sevap ve mükâfatına nail olmak için oruç tutmaya gayret ederiz.
Cenab-ı Hak bizleri Şaban ayının nurundan ve feyzinden en azami mertebede istifade eden kullarından eylesin. Âmin.
Mehmet Paksu, Mübarek Gün ve Geceler,
Nesil Yayınları
ŞABAN AYININ FAZİLETİ
Âişe-i
Sıddîka -radıyallâhu anhâ- Ebû Seleme'ye tahdîs edip, şöyle demiştir:
"Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hiçbir ayda Şaban’dakinden daha çok nafile oruç tutmazdı. Çünkü Nebiyy-i Zişan, Şaban ayının çoğunu oruçlu geçirirdi. Ve: «Amellerden (devam etmeye) gücünüzün yeteceği miktarı alınız. Çünkü Allah, sizlerden (amelden) bıkmadıkça (sevâb vermekten) bıkmaz.» buyururdu.
"Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hiçbir ayda Şaban’dakinden daha çok nafile oruç tutmazdı. Çünkü Nebiyy-i Zişan, Şaban ayının çoğunu oruçlu geçirirdi. Ve: «Amellerden (devam etmeye) gücünüzün yeteceği miktarı alınız. Çünkü Allah, sizlerden (amelden) bıkmadıkça (sevâb vermekten) bıkmaz.» buyururdu.
"Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimize en sevimli namaz, az olsa bile devamlı kılınan namazdı.
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, herhangi bir (nafile) namazı kılmaya başlayınca ona devam ederdi." (Sahîh-i Buhâri, Kitâbu's-Savm 1836)
Gunyetü't-Tâlibîyn'de Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin -kuddîse sirrûh- Şaban ayı ile ilgili olarak naklettiği hadîs-i şerifler meâlen şöyledir: Âişe-i Sıddîka -radıyallâhu anha- şöyle demiştir: "Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- öyle oruç tutardı ki; biz, artık orucu bırakmayacak, derdik. Peşpeşe günlerce oruç tutmadığını görünce de, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- artık oruç tutmayacak, derdik. Şaban ayında oruç tutmak, O'na daha sevgili idi. Ben: «-Ey Allah'ın Resulü!.. Şaban'da senin (çok) oruç tuttuğunu görüyorum. (Bunun hikmeti nedir?)» diye sordum.
Rasûlullâh
-sallâllâhu aleyhi ve sellem-: Ya Âişe Bir sene içinde ölecek olan kimselerin
isimleri bu ayda (yaşayanların) defterinden silinip, Azrail -aleyhisselâm-'a
teslîm edilir. Ben de oruçlu olduğum halde, ismimin defterden silinip, (diğer
deftere kaydedilmesini) arzu ederim, buyurdu.
Ümmü Seleme -radıyallâhu anhâ- ise şöyle anlatmaktadır: "Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Ramazan'dan sonra en fazla orucu Şaban (ayın)da tutardı. Bunun sebebi, o sene içinde ölecek olanların isimlerinin, Şaban'da diriler defterinden, ölüler defterine geçirilmesidir. Bir kimse yolculuğa çıkar (hâlbuki onun ismi yaşayanlar defterinden çıkarılıp) o sene ölecek olanların defterine yazılır." (Gunye 1 /186-187)
Enes -radıyallâhu anh- der ki: "Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'e en faziletli oruç soruldu. Nebiyy-i Zîşân: "Ramazan-ı şerifi tazim için tutulan, Şaban orucudur." buyurdular.
Âişe -radıyallâhu anhâ- ise:
«-Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve
sellem-'e ayların en sevgilisi, kendisini Ramazan ayına kavuşturan Şaban
ayıydı.» demiştir..."
(Gunye, 1 /187)
Şaban Ayının Son Pazartesi Günü Orucu
Abdullah
-radıyallâhu anh-'dan nakledilen bir hadîs-i şerîfte, Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu
aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:
"Bir kimse Şaban
(ayının) son Pazartesi günü oruç tutarsa, günahları bağışlanır." (Gunye, 1
/187)
Burada son Pazartesi gününden maksad, Şaban'ın son günü değildir. Zira
Ramazan’ı karşılamak niyetiyle Ramazan'a bir iki gün kala oruç tutmak men'
edilmiştir. (Gunye, 1 /187)
Seçilen Dört Şeyin En Faziletlisi
Allah Teâlâ
buyuruyor:"Rabbin dilediğini yaratır ve seçer." (Kasas sûresi 28 /
68)
Allâhü Zü'l Celâl, her çeşit nesneden dört tanesini, onların içinden de birisini seçmiştir:
Meleklerinden; Cebrail, Mikâil, israfil ve Azrail -aleyhimüs-selâm-'i seçmiş, onlardan da Cebrail -aleyhisselâm-'ı,
Allâhü Zü'l Celâl, her çeşit nesneden dört tanesini, onların içinden de birisini seçmiştir:
Meleklerinden; Cebrail, Mikâil, israfil ve Azrail -aleyhimüs-selâm-'i seçmiş, onlardan da Cebrail -aleyhisselâm-'ı,
Nebilerden; Hazret-i
ibrahim, Hazret-i Mûsâ, Hazret-i îsâ ve Hazret-i Muhammed -aleyhimüsselâm-'ı,
onlardan da Mu-hammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'i,
Sahabe -radıyallâhu anhüm-'den; Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali'yi -radıyallâhu anhüm-, onlardan da Ebû Bekir -radıyallâhu anh-'ı,
Mescidlerden; Mescidü'l-Harâm, Mescidü'l-Aksâ, Mesci-dü'l-Medîne ve Mescid-i Tûr-i Sînâ, onlardan da Mescidü'l- Ha-râm'ı (yani Kabe'yi),
Sahabe -radıyallâhu anhüm-'den; Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali'yi -radıyallâhu anhüm-, onlardan da Ebû Bekir -radıyallâhu anh-'ı,
Mescidlerden; Mescidü'l-Harâm, Mescidü'l-Aksâ, Mesci-dü'l-Medîne ve Mescid-i Tûr-i Sînâ, onlardan da Mescidü'l- Ha-râm'ı (yani Kabe'yi),
Günlerden; Ramazan
bayramı, Kurban bayramı, Arefe günü, Aşure günü, onlardan da Arefe gününü
seçmiştir.
Gecelerden; Beraat
gecesi, Kadir gecesi, Cuma gecesi ve Bayram gecesi. Onlardan da Kadir gecesini
seçmiştir.
Şehirlerden; Mekke-i
Mükerreme, Medîne-i Münevvere, Beyti'i-Makdîs ve Mesâcidi'l-Aşâir, sonra
onlardan da Mekke-i Mükerremeyi seçmiştir.
Dağlardan; Uhud,
Sînâ, Likam ve Lübnan dağlarını, bu dağlar arasından da, Tûr-i Sînâ'yı
seçmiştir.
Nehirlerden; Ceyhun,
Seyhûn, Fırat ve Nil nehrini, onlardan da Fırat'ı seçmiştir.
Aylardan; Receb, Şaban, Ramazan ve Muharremi, onlardan da Şaban'ı seçmiştir. Ve Şaban ayını, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in ayı kılmıştır. Nebiyy-i Zişân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, nebîlerin efdali olduğu gibi, O'nun ayı olan Şaban da ayların efdali olmuştur." (Gunye 1 /187)
Aylardan; Receb, Şaban, Ramazan ve Muharremi, onlardan da Şaban'ı seçmiştir. Ve Şaban ayını, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in ayı kılmıştır. Nebiyy-i Zişân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, nebîlerin efdali olduğu gibi, O'nun ayı olan Şaban da ayların efdali olmuştur." (Gunye 1 /187)
"Şaban
benim ayım, Receb Allah Teâlâ'nın ayı ve Ramazan ümmetimin ayıdır. Şaban
günahları siler, Ramazan ise (oruç tutan müslümanları) temizler." (Gunye,
1 /187)
Başka bir hadîs-i şerîfte: "Şaban, Receb ile Ramazan arasında bir aydır. Fakat insanlar on(un fazîletin)den gafildir. Hâlbuki onda kulların amelleri, Rabbü'l Alemîn'e yükselir. Ben de oruçlu olduğum halde amelimin Allah'a yükselmesini severim." buyurulmuştur. (Gunye, 1/187)
Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh-'ın rivayet etmiş olduğu bir hadiste Rasûl-i
Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz: "Receb ayının diğer aylar
üzerine fazîleti, Kur'ân-ı Kerimin diğer kitaplar üzerine üstünlüğü gibidir.
Şaban'ın diğer aylar üzerine üstünlüğü, benim diğer peygamberler üzerine fazlım
gibidir. Ramazan'ın diğer aylar üzerine fazîleti, Allah Teâlâ'nın, yarattığı
varlıklar üzerine fazlı gibidir." buyurmuşlardır.
(Gunye, 1 /187)
ŞABAN AYINDA
ORUÇ TUTMAK
Rasulullah
Efendimiz (asm) Şaban ayına ayrı bir özellik vermiş ve Ramazan-ı Şerif’ten
sonra en çok bu ayı oruçlu geçirmiştir. Aynı zamanda bu ayın fazileti hakkında
pek çok bilgiler vermiş ve kendisi de bilfiil söylediklerini uygulamıştır.
Şüphesiz
Şaban Ayı, Ramazan-ı Şerif’e hazırlanmaya yönelik bir hikmeti de taşımaktadır.
Cenab-ı Hakk'ın, kendini ibadete veren mü'min kullarına Ramazan'da açacağı çok
zengin manevi sofradan yeterince nasip almamız için, ona Şaban ayında
hazırlanmaya başlamamız çok daha uygun olur. O bakımdan Peygamber Efendimiz
(asm) bu ayın ya çoğunu, ya da tamamını oruçlu geçirmiştir. Özellikle bu ayın
yarısında yer alan Berat Gecesi'nin dinimizde ayrı bir anlamı söz konusudur.
Peygamber
Efendimiz'in (asm) en sevdiği oruçlar arasında Şaban ayında tutulan oruçlar
vardı
Hz. Aişe’den
(ra) rivayetle: Kendisine şöyle sordum: Görüyorum ki Şaban ayında daha çok oruç
tutuyorsun.
Bana şöyle
buyurdu: “Ya Aişe! Bu ay öyle bir aydır ki: ölüm meleğine, gelecek sene içinde
ölecek kimselerin isimleri bu ayda yazılıp verilir. İstiyorum ki; İsmim ölüm
meleğine verilecek ise ancak oruçlu olduğum halde verilsin.”
(Buhari)
Hz. Aişe'nin (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir: Resûlullah'a en sevimli ay Şaban (yani) onda oruç tutmaktı. Sonra onu Ramazan-ı Şerif’e ulaştırırdı." (Nesâî, Ahmed b. Hanbel, Beyhakî, Ebu Davud)
(Buhari)
Hz. Aişe'nin (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir: Resûlullah'a en sevimli ay Şaban (yani) onda oruç tutmaktı. Sonra onu Ramazan-ı Şerif’e ulaştırırdı." (Nesâî, Ahmed b. Hanbel, Beyhakî, Ebu Davud)
Şaban ayında
ameller âlemlerin Rabbine yükselir
Üsame (ra)
dedi ki: Peygamber'e (asm) "Yâ Rasûlallah! Ben senin hiç bir ayda
Şaban’daki tuttuğun kadar oruç tuttuğunu görmedim?” dedim.
Resulullah:
"Bu ay Receple Ramazan arasında insanların kendisinden gafil oldukları bir
aydır. Bu ayda ameller âlemlerin Rabbine yükseltilir. Ben amelimin oruçlu iken
Rabbime arz edilmesini isterim." buyurdu. (Nesai, Ahmed bin Hanbel)
Peygamber
Efendimiz (asm) Şaban ayını tam olarak tutup Ramazan'a ulaştırırdı
Ümmü
Seleme'den (ra) yapılan rivayete göre: "Resulullah Efendimiz (ra) yılın
hiçbir ayını tam olarak oruç tutmazdı; ancak Şaban ayını tam olarak tutar ve
onu Ramazan'a ulaştırıp (bağlardı)." (Ahmed bin Hanbel, Ebû Dâvud, Nesâi,
Buhari, Müslim, Tirmizî)
Şaban ayının
orucu Ramazan'dan sonra en üstün oruçtur
Enes'in (ra)
yaptığı rivayete göre: Resulullah Efendimiz'den (asm) soruldu:
"Ramazan'dan sonra en üstün oruç hangisidir ?" Cevap verdi:
"Ramazan'a ta'zim olsun diye Şaban ayının orucu." (Tirmizi)
Şaban ayında
oruç tutan kimseye Cenab-ı Hak cehennemi haram kılar
"Kim Şaban'dan bir gün oruç tutarsa, Allahü Teala onun cesedini cehenneme haram kılar. Cennetlerde Yusuf'a (as) komşu olur. Allah ona Hz. Eyyüb ve Hz. Davud'un sevaplarını verir." (Nüzhetül Mecalis)
"Kim Şaban'dan bir gün oruç tutarsa, Allahü Teala onun cesedini cehenneme haram kılar. Cennetlerde Yusuf'a (as) komşu olur. Allah ona Hz. Eyyüb ve Hz. Davud'un sevaplarını verir." (Nüzhetül Mecalis)
Şaban ayının
13,14 ve 15. günleri oruç tutmak çok faziletlidir
"Şaban'ın
13. gününün orucu 3000 sene oruç gibidir. 14. gününün orucu 3000 sene oruç
gibidir. 15. gün ise, 13000 seneye denktir." (Suyuti)
Şaban’ın ilk
perşembesini oruçla geçireni Allahü Teâlâ rahmeti ile cennete girdirir.
"Şaban'ın
ilk perşembesini oruçla geçireni, rahmeti ile cennete girdirmek, Allahü Teâlâ
üzerine bir hak olur." (Nüzhetül Mecalis)
Şaban ayının
tamamı oruçlu geçirilirse Allah ölümün zorluklarını kolay eder, kabrin
karanlığı ile Münker-Nekir meleklerinin şiddetini giderir, kıyamet günü
günahları örter.
"Eğer
Şaban ayını tamamını oruçlu geçirirse, Allah ölümün zorluklarını ona kolay
eder, kabrin karanlığı ile Münker-Nekir meleklerinin şiddetini kendisinden
giderir ve kıyamet günü onun günahlarını örter." (Nüzhetül Mecalis)
Cenab-ı Hak
Şaban ayında oruç tutan kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar.
"Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne iner ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim!" (İbn Mace)
"Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne iner ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim!" (İbn Mace)
"Ramazan ayının orucu için, Şaban orucu ile bedenlerinizi temizleyin. Herhangi bir kul, Şaban ayında üç gün oruç tutsa, iftarından önce de bana defalarca salavat okusa, mutlaka Allahü Teala onun geçmiş günahlarını bağışlar. Hz. Cibril bana bildirdi ki; şüphesiz Allahü Teala bu ayda 300 rahmet kapısını açar." (Nüzhetül Mecalis)
BERAAT GECESİ HAKKINDA
HADİSİ ŞERİFLER
(10 Mayıs 2017 Çarşamba'yı Perşembe'ye bağlayan gece Beraat kandilidir. Beraat günü orucu 11 Mayıs 2017 Perşembe günüdür.)
(10 Mayıs 2017 Çarşamba'yı Perşembe'ye bağlayan gece Beraat kandilidir. Beraat günü orucu 11 Mayıs 2017 Perşembe günüdür.)
Berat
Gecesi, Şaban ayının 15. gecesidir Tefsirlerde Kur’an-ı kerimin, Levhi mahfuza
bu gece indirildiği bildirilmektedir. Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki: “Apaçık olan Kitab’a andolsun ki,
biz onu [Kur’anı] mübarek bir gecede indirdik. Elbette biz insanları
uyarmaktayız.” [Duhan 2,3]
Her sene, Şaban ayının on beşinci Berat gecesinde, o senede olacak şeyler, ameller, ömürler, ölüm sebepleri, yükselmeler, alçalmalar, yani her şey Levh-i mahfuzda yazılır. Rasulullah efendimiz, bu gece, çok ibadet, çok dua ederdi.
Beraat gecesi hakkındaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
BERAAT GECESİNİN FAZİLETİ
Allahü Teâlâ şu dört
geceyi hayırla süsler: Kurban ve Ramazan bayramı gecesi, Arefe gecesi, Şaban’ın
yarısının gecesi (Beraat Gecesi) ki, onda eceller, rızıklar yazılır. [Deylemi]
Beraat gecesi göklerin
kapıları açılır, melekler müminlere müjde verir ve ibadete teşvik ederler. [Nesâi, Beyhekî, H.
Münziri]
Allahü Teâlâ, Şaban’ın
yarısının [Beraat] gecesinde, dünya semasına tecelli eder. Benikelb kabîlesinin
koyunlarının kıllarından daha çok kimsenin günahlarını affeder. [İbni Mâce, Tirmizi]
Allahü Teâlâ, Şaban ayının 15. gecesinde
rahmetiyle tecelli ederek, kendisine şirk koşan ve Müslüman kardeşine kin
güdenler hariç, herkesi affeder. [İbni Mâce]
Şaban ayının 15. gecesi, rahmet-i ilahi
dünyayı kaplar, herkes affolur. Ancak haksız yere Müslümanlara düşmanlık
besleyen ve Allahü Teâlâ’ya ortak koşan mağfiret olunmaz. [Beyhekî]
Allahü Teâlâ Beraat gecesinde, kâfirler
hariç, müminleri mağfiret eder. Kindarları da, bu huylarını bırakıncaya kadar
mağfiret etmez. [Taberâni, Beyhekî]
Allahü Teâlâ, Şaban’ın 15. gecesinde müşrik
ve müşâhin (bidatçi) hariç herkesi affeder. [İbni Mâce]
Allahü Teâlâ, Şaban ayının 15. gecesinde
rahmetiyle tecelli ederek kendisine şirk koşan ve Müslüman kardeşine kin
güdenler hariç herkesi affeder. [İbni Mâce]
Salih akrabayı terk eden, ana babaya âsî olan Beraat gecesi affa kavuşamaz. [Beyhekî]
BERAAT GECESİNİ
DEĞERLENDİRMEK
Cebrail aleyhisselam gelip, “Kalk, namaz kıl ve dua et! Bu gece Şaban ayının 15.
gecesidir” dedi. Bu geceyi ihya edenleri Allahü
Teâlâ affeder. Yalnız, (tövbe etmemiş) müşrik, büyücü, falcı, cimri, kinci, müşâhin (bidat
ehli), içkici, faizci ve zâniyi (zinakâr) affetmez. [Taberâni]
Hazret-i Âişe validemiz, (Yâ Rasulallah, Allahü Teâlâ seni günah işlemekten
muhafaza buyurduğu hâlde, neden Berat Gecesi'nde çok ibadet ettin?) diye sordu. Cevabında buyurdu ki:
Şükreden kul olmayayım mı? Bu yıl içinde
doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu yıl içinde öleceklerin
isimleri, bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip olunur.
Bu gece herkesin amelleri Allahü Teâlâ’ya arz olunur. [Gunye]
BERAAT GÜNÜ ORUÇ TUTMAK
(Beraat günü orucu 11 Mayıs 2017
Perşembe’dir.)
Şaban’ın 15. gecesini ibadetle,
gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü Teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok
mu, affedeyim. Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim. Dertli yok mu, sıhhat,
afiyet vereyim. Ne isteyen varsa istesin, vereyim.” Bu hâl, sabaha kadar devam
eder. [İbni Mâce]
"Şaban'ın 13. gününün orucu 3000
sene oruç gibidir. 14. gününün orucu 3000 sene oruç gibidir. 15. Gün (Beraat
günü) orucu ise, 13000 sene (nafile oruç tutma)ya denktir." (Suyuti)
BERAAT GECESİ DUA ETMEK
Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez:
Regaib Gecesi, Beraat Gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban Bayramı gecesi. [İbni Asâkir]
Rahmet kapıları dört gece açılır. O
gecelerde yapılan dua, reddolmaz. Ramazan ve Kurban bayramının birinci gecesi,
Beraat ve Arefe gecesi. [İsfehani]
Şaban’ın 15. gecesini ibadetle,
gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü Teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok
mu, affedeyim. Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim. Dertli yok mu, sıhhat,
afiyet vereyim. Ne isteyen varsa istesin, vereyim.” Bu hâl, sabaha kadar devam
eder. [İbni Mâce]
Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi
faziletlidir. Allahü Teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez,
onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar:
Kadir gecesi, Arefe gecesi, Beraat gecesi, Cuma gecesi ve günleri. [Deylemi]
BERAAT GECESİ
TAVSİYE DUA
Peygamber efendimiz, “sallallahü aleyhi
ve sellem” Berat Gecesi'nde, (Allahümmerzuknâ kalben takıyyen mineşşirki
beriyyen lâ kâfiren ve lâ şakiyyâ) duasını çok okurdu.
Büyük zatlar, Berat gecesinde şöyle de dua
ederlerdi:
(Ya Rabbî, Kur’an-ı keriminde, “Allah,
dilediğini siler, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i mahfuz Onun katındadır”
buyuruyorsun. Eğer benim ismim saidler [cennetlikler] defterinde ise, orada
sabit kıl! İsmim şakiler [âsî, cehennemlikler] defterinde ise, ismimi oradan
silip, saidler defterine yaz! Ey büyük Allah’ım, kalbleri iyiden kötüye,
kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dininde sabit kıl, dininden
döndürme, ayırma!)
İçki içmek,
cimrilik, kin gütmek gibi günahları işleyen kâfir olmaz. İmanı düzgünse,
günahlarının cezasını çektikten sonra Cennete girer. Sevabları günahlarından
daha çok gelirse, Cehenneme girmeden de Cennete gider.
Bu geceyi ganimet bilmeli, tevbe istiğfar etmeli, kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı kerim okumalı, bilhassa ilim öğrenmeli. En kıymetli ilim, doğru yazılan ilmihâl bilgileridir.
Bu geceyi ganimet bilmeli, tevbe istiğfar etmeli, kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı kerim okumalı, bilhassa ilim öğrenmeli. En kıymetli ilim, doğru yazılan ilmihâl bilgileridir.
Nafile
ibadetlerin sevabına kavuşabilmek için, ehl-i sünnet itikadında olmak,
haramlardan kaçıp günahlara tevbe etmek, farzları kusursuz yapmaya çalışmak, o
ameli ibadet olarak yapmaya niyet etmek şarttır.
Hasan-ı Basri hazretleri, Şabanın 15. günü, sanki mezardan çıkmış gibi, yüzü çok solgun görülürdü. Bu üzüntünün sebebini sorduklarında buyurdu ki:
(İlm-i yakîn ile biliyorum ki, günahım vardır. Günahım affedilmezse, sevaplarım da kabul edilmezse, hâlim nice olur diye korkumdan benzim sararıyor.)
BERAAT GECESİ
Sual: Berat Gecesi ne
zamandır, önemi nedir?
CEVAP
Berat Gecesi, Şaban
ayının 15. gecesidir Tefsirlerde Kur’an-ı kerimin, Levhi mahfuza bu gece
indirildiği bildirilmektedir. Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Apaçık olan Kitab’a
andolsun ki, biz onu [Kur’anı] mübarek bir gecede indirdik. Elbette biz
insanları uyarmaktayız.) [Duhan 2,3]
Her sene, Şaban ayının on beşinci Berat gecesinde, o senede olacak şeyler, ameller, ömürler, ölüm sebepleri, yükselmeler, alçalmalar, yani her şey Levh-i mahfuzda yazılır. Resulullah efendimiz, bu gece, çok ibadet, çok dua ederdi.
Şaban ayında niçin çok oruç tuttuğu sorulduğu zaman Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Şaban öyle faziletli
bir aydır ki, insanlar bundan gâfildir. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz
edilir. Ben de amelimin oruçluyken arz edilmesini isterim.) [Nesaî]
Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(Berat gecesi
göklerin kapıları açılır, melekler müminlere müjde verir ve ibadete teşvik
ederler.) [Nesai, Beyheki, A, Münziri]
(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Şaban ayında tutulan oruçtur.) [Tirmizî]
(Şaban ayında üç gün oruç tutana, Hak teâlâ, Cennette bir yer hazırlar.) [Ey Oğul İlmihâli]
(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib Gecesi, Berat Gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban Bayramı gecesi.) [İbni Asakir]
(Allahü Teâlâ, Şaban ayının 15. gecesinde rahmetiyle tecelli ederek, kendisine şirk koşan ve Müslüman kardeşine kin güdenler hariç, herkesi affeder.) [İbni Mace]
(Şabanın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa istesin, vereyim.” Bu hâl, sabaha kadar devam eder.) [İbni Mace]
(Şaban ayının 15. gecesi, rahmet-i ilahi dünyayı kaplar, herkes affolur. Ancak haksız yere müslümanlara düşmanlık besleyen ve Allahü teâlâya ortak koşan mağfiret olunmaz.) [Beyheki]
(Cebrail aleyhisselam gelip, “Kalk, namaz kıl ve dua et! Bu gece Şaban ayının 15. gecesidir” dedi. Bu geceyi ihya edenleri Allahü teâlâ affeder. Yalnız, müşrik, büyücü, falcı, cimri, kinci, müşahin, içkici, faizci ve zaniyi affetmez.) [Taberani] (Müşahin, bid’at ehli demektir.)
(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, reddolmaz. Ramazan ve Kurban bayramının birinci gecesi, Berat ve Arefe gecesi.) [İsfehani]
(Allahü Teâlâ Berat gecesinde, kâfirler hariç, müminleri mağfiret eder. Kindarları da, bu huylarını bırakıncaya kadar mağfiret etmez.) [Taberani, Beyheki]
(Allahü Teâlâ, Şabanın 15. gecesinde müşrik ve müşahin hariç herkesi affeder.) [İbni Mace]
(Allahü Teâlâ, Şabanın yarısının [Berat] gecesinde, dünya semasına tecelli eder. Benikelb kabîlesinin koyunlarının kıllarından daha çok kimsenin günahlarını affeder.) [İbni Mace, Tirmizi]
(Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.) [Deylemi]
(Allahü teâlâ, Şaban ayının 15. gecesinde rahmetiyle tecelli ederek kendisine şirk koşan ve Müslüman kardeşine kin güdenler hariç herkesi affeder.) [İbni Mace]
(Allahü teâlâ şu dört geceyi hayırla süsler: Kurban Ramazan bayramı gecesi, Arefe gecesi Şabanın yarısının [Berat] gecesi ki, onda eceller, rızıklar yazılır.) [Deylemi]
(Salih akrabayı terk eden, ana babaya asi olan Berat gecesi affa kavuşamaz.) [Beyheki]
İçki içmek, cimrilik, kin gütmek gibi günahları işleyen kâfir olmaz. İmanı düzgünse, günahlarının cezasını çektikten sonra Cennete girer. Sevabları günahlarından daha çok gelirse, Cehenneme girmeden de Cennete gider.
Hazret-i Âişe validemiz buyuruyor ki: Resulullah’ın, hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şaban ayının tamamını oruçla geçirirdi. (Buhârî)
Bu geceyi ganimet bilmeli, tevbe istigfar etmeli, kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı kerim okumalı, bilhassa ilim öğrenmeli. En kıymetli ilim, doğru yazılan ilmihâl bilgileridir. Peygamber efendimiz, “sallallahü aleyhi ve sellem” Berat Gecesi'nde, (Allahümmerzuknâ kalben takıyyen mineşşirki beriyyen lâ kâfiren ve la şakiyyâ) duasını çok okurdu. Büyük zatlar, Berat gecesinde şöyle de dua ederlerdi:
(Ya Rabbî, Kur’an-ı
keriminde, “Allah, dilediğini siler, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i mahfuz
Onun katındadır” buyuruyorsun. Eğer benim ismim saidler [cennetlikler]
defterinde ise, orada sabit kıl! İsmim şakiler [cehennemlikler] defterinde ise,
ismimi oradan silip, saidler defterine yaz! Ey büyük Allah’ım, kalbleri iyiden
kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dininde sabit kıl,
dininden döndürme, ayırma!)
Hazret-i Âişe validemiz, (Ya Resulallah, Allahü teâlâ seni günah işlemekten muhafaza buyurduğu hâlde, neden Berat Gecesi'nde çok ibadet ettin?) diye sordu. Cevabında buyurdu ki:
(Şükreden kul
olmayayım mı? Bu yıl içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu
yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin
rızkı tertip olunur. Bu gece herkesin amelleri Allahü teâlâya arz olunur.)
[Gunye]
Nafile ibadetlerin sevabına kavuşabilmek için, ehl-i sünnet itikadında olmak, haramlardan kaçıp günahlara tevbe etmek, farzları kusursuz yapmaya çalışmak, o ameli ibadet olarak yapmaya niyet etmek şarttır.
Hasan-ı Basri hazretleri, Şabanın 15. günü, sanki mezardan çıkmış gibi, yüzü çok solgun görülürdü. Bu üzüntünün sebebini sorduklarında buyurdu ki:
(İlm-i yakîn ile
biliyorum ki, günahım vardır. Günahım affedilmezse, sevaplarım da kabul
edilmezse, hâlim nice olur diye korkumdan benzim sararıyor.)
BERAAT GÜNÜ ORUCU
Sual: Şabanın 14. mü,
15. günü mü oruç tutulur?
CEVAP
Onbeşinci günü
tutulur.
Bünyesi zayıf olanın,
Şabanın 15 inden sonra oruç tutmayıp, farz olan Ramazan-ı şerif orucuna
hazırlanması iyi olur. Sağlığı yerinde olan ise, Şaban ayının çoğunu, hatta
tamamını oruçlu geçirebilir.
BERAT GECESİNDE, KADERİMİZ TEKRAR MI
YAZILIYOR?
Hayır. Kader, ezelde
Levh-i mahfuzda yazılmıştır. Sonradan bir şey yazılmaz. Yani, Levh-i mahfuzda
olacak değişiklikler ve ömürlerin artması ve kısalması da, ezelde yazılmıştır.
Allahü Teâlânın ezeldeki ilmi nasılsa, Levh-i mahfuzdaki değişiklikler, ona
uygun olur. (Tefsir-i Hazin)
Allahü Teâlâ, ezelde, hiçbir şey yaratmadan önce her şeyi takdir etti, diledi. Bunlardan, bir yıl içinde olacak her şeyi, Berat gecesinde meleklere bildirir. (S. Ebediyye)
BERAAT GECESİ KADER Mİ DEĞİŞİYOR?
Sual: Berat gecesinde
vefat edecekler, dünyaya gelecekler ve amelleri yazılırmış. Bu gece insanın
alın yazısı mı değişir? Yani bu gece ettiğimiz dualar yüzünden alın yazımız
değişebiliyor mu?
CEVAP
Alın yazısı iki
türlüdür:
Biri dua ile, sadaka
vermekle, iyilik etmekle değişir. Biri ise asla değişmez. Mesela evlenmemiz, iş
sahibi olmamız ya değişen kısımdandır veya değişmeyen. Biz bilemeyiz. Onun için
dua ederiz, iyilik ederiz, değişen kısımdan ise o değişir. Mesela birine bir
bela geleceği alın yazısında var ise, yine alın yazısında bu kimse dua edecek o
beladan kurtulacak diye yazılır. Biz de dua ederiz o belayı önlemiş oluruz.
Berat gecesinde yazılacak olanlar da yine ezelde bildirilmiş olanlardır. Ömrün
uzaması kısalması da böyledir. Şu iyiliği yapacak ve ömrü uzayacak yahut şu kötülüğü
yapacak ve ömrü kısalacak diye yazılıdır. Demek ki hep iyilik yapmaya
çalışmalıyız. Yaptığımız şeyler alın yazımızdır.
BERAAT GECESİ NAMAZI
Sual: Berat gecesinde
kılınan bir nâfile namaz var mıdır?
CEVAP
Sadece Berat
gecesinde değil, her gece nâfile namaz kılınır. Ancak kaza namazı borcu varsa
iki rekât kaza namazı kılmanın sevabı, ömür boyu kılınacak nâfile namazların
sevabından fazladır. İmam-ı Rabbanî hazretleri, farzın yanında nâfile
namazların denizde damla bile olmadığını bildirmektedir.
Eğer farz namaz borcu yoksa, isteyen nâfile namaz kılabilir. Bazı kitaplarda, (Berat gecesinde kılınacak namaza Salat-ül-hayr [Hayır Namazı] denir. Bu namaz yüz rekâttır. Her rekâtta Fatiha sûresinden sonra on defa İhlâs sûresi okunarak kılınır) deniyor.
Bir kimse, kazası olmasa da, kaza namazı kılınca, o kaza namazı zaten nâfile olur. (Nâfile kılmadım) diye üzülmeye gerek kalmaz. Oruç da böyledir. Yani oruç kazası olmayan Ramazan orucunu kaza etse nâfile olur. Zekât da böyledir. Zekât borcu olmayan zekât diye para verse nâfile olur. Yani farz diye niyet edince, o farz değilse nâfile olur, boşa gitmez. Berat gecesinde kaza namazı kılınırsa, kazamız olmasa da, yine nâfile sevabı alınır. Eğer mekruh olarak kılınan namazlarımız varsa, kaza kılınca onlar telafi edilmiş olur.
BERAT GECESİNDE NELER YAPMALI?
Büyüklerimiz, şunları
yapmayı tavsiye ediyor:
1- Gece bir saat
kadar ibadet etmekle, gece ihya edilmiş olur. Fakat vakti müsait olan, gece
daha az uyumalı. (Gece abdestli yatan veya sabah+yatsı namazlarını cemaatle kılan
gece boyu nâfile ibadet yapmış sevabı alır.)
2- Mümkünse din büyüklerimizin kabirlerini ziyaret edip feyizlerine kavuşmalı. Büyüklerimiz için çok dua etmeli.
3- Kendimiz ve bütün müminler için, dua ve istigfar etmeli. Namazdan sonra çok dua etmeli, özellikle hayırlı dua etmeli. Duada ısrar etmeli, yani duayı çok tekrarlamalı. Peygamber efendimizin Berat gecesinde okuduğu, (Allahümmerzuknâ kalben takıyyen mineş şirki beriyyen lâ kâfiren ve şakiyyen) duasını çok okumalı.
4- Aile efradıyla merhametli konuşmalı, onlara iyi davranmalı.
5- Kur’an-ı kerim okumalı, özellikle Rabbenâ âtinâ ve Âmenerresûlü’yü çok okumalı.
6- En önemlisi de, ilim öğrenmeli, bunun için de, Seadet-i Ebediyye ilmihâlini okumalı.
7- Kazası olmasa da, çok kaza namazı kılmalı. Namaz dışında secde ederek, secdede dua ve istigfar etmeli, mümkünse toprağa secde etmeli, secdeyi çok yapmalı.
8- Güzel koku sürünmeli.
9- Allahü Teâlâ'ya hamd ve şükretmeli.
10- Ertesi gün de oruç tutmalı.
AŞAĞIDAKİ KİTABI ALMANIZI TAVSİYE
EDERİM.
BERAAT GECESİ
BERAAT GÜNÜ ORUÇ VE
BERAAT GECESİ NAMAZI
BERAAT GECESİ NAMAZI
BERAAT GECESİ DUASI
PEYGAMBERİMİZ (S.A.V)
BERAAT GECESİ NE YAPARDI?
BERAAT GECESİ NE YAPARDI?