ANNE, BABA,
AKRABA, KOMŞU VE MİSAFİR HAKKI
ANNE BABAYA İTAAT ETMEK
314. Ebû
Abdurrahman Abdullah İbni Mes`ûd radıyallahu anh şöyle dedi:
Peygamber
aleyhisselâm’a:
– Allah’ın en
çok beğendiği amel hangisidir? diye sordum.
– “Vaktinde
kılınan namazdır” diye cevap verdi.
– Sonra hangi
ibadet gelir? dedim.
– “Ana ve
babaya iyilik ve itaat etmek” buyurdu.
– Daha sonra
hangisi gelir? diye sordum.
– “Allah
yolunda cihâd etmek” buyurdu.
[Buhârî,
Mevâkît 5, Cihâd 1, Edeb 1, Tevhîd 48; Müslim, Îmân 137-139. Ayrıca bk.
Tirmizî, Salât 14, Birr 2; Nesâî, Mevâkît 51]
315. Ebû
Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Hiçbir evlâd
babasının hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp âzâd
ederse, babalık hakkını ödemiş olur.”
[Müslim, İtk
25. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 120; Tirmizî, Birr 8; İbni Mâce, Edeb 1]
318. Yine Ebû
Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Bir adam Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’e gelerek:
– Kendisine en
iyi davranmam gereken kimdir? diye sordu.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Annen!”
buyurdu.
Adam:
– Ondan sonra kimdir? diye sordu.
– Ondan sonra kimdir? diye sordu.
– “Annen!”
buyurdu.
Adam tekrar:
– Ondan sonra
kim gelir? diye sordu.
– “Annen!”
dedi.
Adam tekrar:
– Sonra kim
gelir? Diye sordu.
Resûl-i Ekrem
sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Baban!”
cevabını verdi.
[Buhârî, Edeb
2; Müslim, Birr 1. Ayrıca bk. İbni Mâce, Vesâyâ 4; Ebû Dâvûd, Edeb 120;
Tirmizî, Birr 1]
Bir rivayete
göre o adam:
– Ey Allah’ın
Resûlü! Kendisine en iyi davranılması gereken kimdir? diye sordu. Resûl-i Ekrem
sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Anan, sonra
anan, daha sonra yine anan, sonra baban, sonra da sana en yakın olan akraban”
buyurdu.
[Müslim, Birr
2]
327. Hz.
Ebû Bekir’in kızı Esmâ radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
İslâmiyet’i kabul etmemiş olan annem Resûlullah zamanında yanıma gelmişti. Resûlullah’ın görüşünü almak için:
İslâmiyet’i kabul etmemiş olan annem Resûlullah zamanında yanıma gelmişti. Resûlullah’ın görüşünü almak için:
– Annem, beni
özleyip gelmiş. Ona ikramda bulunabilir miyim? diye sordum. Peygamber
aleyhisselâm:
– “Evet, annene
iyi davran!” buyurdu.
[Buhârî, Hibe
29, Cizye 18, Edeb 8; Müslim, Zekât 50. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Zekât 34]
323. Abdullah
İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Bir adam Peygamber aleyhisselâm’ın yanına gelerek:
Bir adam Peygamber aleyhisselâm’ın yanına gelerek:
– “Hicret ve
cihâd etmek üzere sana bîat ediyorum. Bunların sevabını Allah’tan dilerim.”
dedi.
Resûl-i Ekrem
sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Ana ve
babandan hayatta olanlar var mı?” diye sordu.
Adam:
– Evet, her ikisi de hayatta, dedi.
Adam:
– Evet, her ikisi de hayatta, dedi.
Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Allah’tan
sevap kazanmak istiyorsun değil mi?” diye sordu.
Adam:
– Evet, deyince:
Adam:
– Evet, deyince:
– “Ana ve
babanın yanına dön. Onlara iyi bak!” buyurdu.
[Buhârî, Cihâd 138, Edeb 3; Müslim, Birr 6]
[Buhârî, Cihâd 138, Edeb 3; Müslim, Birr 6]
Bu rivayet Sahîh-i Müslim’den alınmıştır. Buhârî ile Müslim’in bir başka rivayeti ise şöyledir:
Bir adam
Resûlullah’ın yanına gelerek cihâd etmek üzere ondan izin istedi. Resûl-i Ekrem
sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Anan, baban
sağ mı?” diye sordu.
Adam:
– Evet, deyince:
– Evet, deyince:
– “Öyleyse
onlara hizmet etmeye çalış!” buyurdu.
[Buhârî, Cihâd
138; Müslim, Birr 5. Ayrıca bk. Tirmizî, Cihâd 2; Nesâî, Cihâd 5]
319. Yine
Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
“Anne ve
babasına veya onlardan sadece birine yaşlılık günlerinde yetişip de cennete giremeyen
kimse perişan olsun, perişan olsun, perişan olsun”
[Müslim, Birr 9, 10]
338. Ebû
Bekre Nüfey İbni Hâris radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi?” diye üç defa sordu.
– “Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi?” diye üç defa sordu.
Biz de:
– Evet, yâ
Resûlallah, dedik.
Resûl-i Ekrem:
– “Allah’a şirk
koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek” buyurduktan sonra, yaslandığı yerden
doğrulup oturdu ve “İyi dinleyin, bir de yalan söylemek ve yalancı şâhitlik
yapmak” buyurdu. Bu sözü durmadan tekrarladı. Daha fazla üzülmesini
istemediğimiz için keşke sussa, diye arzu ettik.
[Buhârî,
Şehâdât 10, Edeb 6, İsti’zân 35, İstitâbe 1; Müslim, Îmân 143. Ayrıca bk.
Tirmizî, Şehâdât 3, Birr 4, Tefsîru sûre (4) 5]
339. Abdullah
İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber
aleyhisselâm şöyle buyurdu:
“Büyük günahlar şunlardır: Allah’a ortak koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan yere yemin etmek. ”
“Büyük günahlar şunlardır: Allah’a ortak koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan yere yemin etmek. ”
[Buhârî, Eymân
ve’n-nüzûr 16, Diyât 2, İstitâbetü’l-mürteddîn 1. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru
sûre (4) 6; Nesâî, Tahrîm 3, Kasâme 48]
340. Yine
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahü anhümâ’dan rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Bir kimsenin kendi ana babasına sövmesi büyük günahlardandır” buyurmuştu.
– “Bir kimsenin kendi ana babasına sövmesi büyük günahlardandır” buyurmuştu.
Ashâb-ı kirâm:
– Yâ
Resûlallah! İnsan kendi ana babasına hiç söver mi? deyince:
– “Evet, tutar birinin babasına söver, o da onun babasına söver. Birinin anasına söver, o da onun anasına söver” buyurdu. [Müslim, Îmân 146. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 4]
– “Evet, tutar birinin babasına söver, o da onun babasına söver. Birinin anasına söver, o da onun anasına söver” buyurdu. [Müslim, Îmân 146. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 4]
Başka bir rivayete göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “İnsanın kendi ana babasına lânet etmesi en büyük günahlardandır” buyurmuştu.
Ashâb-ı kirâm:
– “Yâ
Resûlallah! Bir kimse kendi ana babasına nasıl söver?” deyince:
– “Birinin babasına söver, o da onun babasına söver. Adamın anasına söver, o da onun anasına söver” buyurdu.
– “Birinin babasına söver, o da onun babasına söver. Adamın anasına söver, o da onun anasına söver” buyurdu.
[Buhârî, Edeb
4. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 120]
342. Ebû
Îsâ Mugîre İbni Şu’be radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ size ana babaya
itaatsizlik etmeyi, verilmesi gerekeni vermeyip almaya hakkı olmayan şeyi
istemeyi ve kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeyi haram kılmış; dedi kodu
yapmayı, çok soru sormayı ve malı israf etmeyi de mekruh kılmıştır. ” [Buhârî,
İstikrâz 19, Edeb 6, Zekât 53; Müslim, Akdıye 10-14]
335. İbni
Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
Çok sevdiğim
bir kadınla evliydim. Babam Hz. Ömer o kadını beğenmiyordu. Bu sebeple bana:
– Onu boşa!
dedi.
Ben de boşamak
istemedim.
Bunun üzerine
Ömer radıyallahu anh Peygamber aleyhisselâm’a gelerek durumu anlatmış.
Peygamber
aleyhisselâm da:
– “O kadını
boşa!” diye emretti.
[Ebû Dâvûd,
Edeb 120; Tirmizî, Talâk 13. Ayrıca bk. İbni Mâce, Talâk 36]
336. Ebü’d-Derdâ
radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam ona gelerek:
– Benim bir
karım var. Annem ise onu boşamamı emrediyor. Ne yapmalıyım? diye sordu.
Ebü’d Derdâ
radıyallahu anh ona şu cevabı verdi:
– Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in:
– Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in:
“Anne ve baba,
cennete en ortadaki kapıdan girmeye vesile olur”
buyurduğunu işittim. Artık sen o kapıyı ister bırak, ister elinde tut.
[Tirmizî, Birr
3. Ayrıca bk. İbni Mâce, Talâk 36]
NOT: Tabi ki bu hadislere bakarak fetva verilemez. Boşanmayı diyen anne, babanın akli dengesinin yerinde olup olmamasına ve geçerli sebebi olup olmamasına bakılır.
337. Berâ’
İbni Âzib radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm
şöyle buyurdu:
“Teyze anne sayılır. ”
“Teyze anne sayılır. ”
[Tirmizî, Birr
6. Ayrıca bk. Buhârî, Sulh 6, Megâzî 43; Ebû Dâvûd, Talâk 35]
AKRABA VE MİSAFİRE İYİLİK ETMEK
316. Ebû
Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah’a ve
âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe
iman eden kimse akrabasına iyilik etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden
kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!”
[Buhârî, Edeb
85; Müslim, Îmân 74, 75. Ayrıca bk. Buhârî, Nikâh 80, Edeb 31, Rikak 23; Ebû
Dâvûd, Edeb 123; Tirmizî, Kıyâmet 50; İbni Mâce, Edeb 4]
321. Enes
radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“Rızkının
çoğalmasını, ömrünün uzamasını isteyen kimse, akrabasını kollayıp gözetsin. ”
[Buhârî, Edeb
12, Büyû` 13; Müslim, Birr 20, 21. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Zekât 45]
334. Selmân
İbni Âmir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm
şöyle buyurdu: “Biriniz orucunu açacağı zaman hurma ile açsın; çünkü hurma
bereketlidir. Eğer hurma bulamazsa orucunu su ile açsın; çünkü su temizdir. ”
Peygamber
aleyhisselâm sözüne devamla şöyle buyurdu:
“Yoksula verilen sadaka bir sadaka, akrabaya verilen sadaka ise iki sadaka yerine geçer: Biri sadaka sevabı, öteki de akrabayı koruyup gözetme sevabıdır. ”
“Yoksula verilen sadaka bir sadaka, akrabaya verilen sadaka ise iki sadaka yerine geçer: Biri sadaka sevabı, öteki de akrabayı koruyup gözetme sevabıdır. ”
[Tirmizî, Zekât
26. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 21; Nesâî, Zekât 82; İbni Mâce, Sıyâm 25, 28]
320. Ebû
Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre bir adam:
– Yâ
Resûlallah! Benim akrabam var. Ben kendilerini ziyaret ediyorum, onlar bana
gelip gitmiyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar.
Ben onlara anlayışlı davranıyorum, onlarsa bana kaba davranıyorlar, dedi.
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– “Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen böyle davrandıkça, Allah’ın yardımı seninledir. ” [Müslim, Birr 22]
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– “Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen böyle davrandıkça, Allah’ın yardımı seninledir. ” [Müslim, Birr 22]
341. Ebû
Muhammed Cübeyr İbni Mut’ım radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Akrabasıyla ilgisini kesen kimse
cennete giremez.” [Buhârî, Edeb 11; Müslim, Birr 18, 19. Ayrıca bk. Ebû
Dâvûd, Zekât 45; Tirmizî, Birr 10]
324. Yine
Abdullah İbni Amr İbni Âs’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Akrabasının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten adam, kendisiyle ilgiyi kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devam edendir. ” [Buhârî, Edeb 15. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Zekât 45; Tirmizî, Birr 10]
“Akrabasının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten adam, kendisiyle ilgiyi kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devam edendir. ” [Buhârî, Edeb 15. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Zekât 45; Tirmizî, Birr 10]
325. Hz.
Âişe’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
“Akrabalık bağı
Arş-ı âlâ’ya tutunarak şöyle demiştir: Beni koruyup gözeteni, Allah koruyup
gözetsin. Benimle ilgisini kesenden Allah rahmetini kessin. ” [Buhârî,
Edeb 13; Müslim, Birr 17]
329. Ebû
Süfyân Sahr İbni Harb radıyallahu anh’den -Herakliyus kıssasına dair uzun
hadiste- rivayet edildiğine göre, Herakliyus Ebû Süfyân’a Peygamber
aleyhisselâm’ı kastederek:
– O size ne emrediyor? diye sordu.
– O size ne emrediyor? diye sordu.
Ebû Süfyan der
ki:
– Ben de onun
bize, sadece Allah’a ibadet ediniz; ona hiçbir şeyi denk tutmayınız;
dedelerinizin taptığı şeyleri bırakınız dediğini, bize namaz kılmayı, doğru ve
iffetli olmayı, akrabayı görüp gözetmeyi emrettiğini söyledim.
[Buhârî,
Bed’ü’l-vahy 6, Salât 1, Zekât 1, Cihâd 102, Şehâdât 28, Edeb 8, Tefsîru sûre
(3) 4; Müslim, Cihâd 74]
330. Ebû
Zer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“Siz (bir para birimi olan) kîrâtın kullanıldığı bir yeri mutlaka fethedeceksiniz. ”
“Siz (bir para birimi olan) kîrâtın kullanıldığı bir yeri mutlaka fethedeceksiniz. ”
Diğer bir rivayete göre ise şöyle buyurdu:
“Siz kîrâtın
kullanıldığı Mısır’ı fethedeceksiniz. Oranın halkına iyi davranmanızı tavsiye
ediyorum; vasiyetimi tutunuz. Zira onlara bir ahid ve eman görevimiz, bir de
akrabalık bağımız vardır. ”
Bir diğer
rivayete göre şöyle buyurdu:
“Siz orayı
fethettiğiniz zaman, halkına iyi davranın. Zira onlara bir ahid ve eman
görevimiz, bir de akrabalık bağımız vardır” veya “ahid ve eman görevi ve
hısımlık bağı vardır” buyurdu. [Müslim,
Fezâilü’s-sahâbe, 226, 227]
331. Ebû
Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
“Yakın akrabalarını uyar!” [Şu`arâ sûresi (26), 214] âyeti nâzil olunca, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Kureyş kabilesini toplantıya çağırdı. Onlar da geldiler. Peygamber aleyhisselâm kimine genel, kimine de özel olarak şöyle hitâb etti:
“Ey Abdüşems oğulları! Ey Ka`b İbni Lüey oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız!
“Yakın akrabalarını uyar!” [Şu`arâ sûresi (26), 214] âyeti nâzil olunca, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Kureyş kabilesini toplantıya çağırdı. Onlar da geldiler. Peygamber aleyhisselâm kimine genel, kimine de özel olarak şöyle hitâb etti:
“Ey Abdüşems oğulları! Ey Ka`b İbni Lüey oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız!
Ey Abdümenâf
oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız!
Ey Hâşim oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız!
Ey Abdülmuttalib oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız!
Ey Fâtıma! Kendini cehennemden kurtar! Çünkü sizi Allah’ın azâbından kurtarmaya benim gücüm yetmez. Ama aramızdaki akrabalık bağı sebebiyle sizinle ilgimi kesmeyeceğim. ”
Ey Hâşim oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız!
Ey Abdülmuttalib oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız!
Ey Fâtıma! Kendini cehennemden kurtar! Çünkü sizi Allah’ın azâbından kurtarmaya benim gücüm yetmez. Ama aramızdaki akrabalık bağı sebebiyle sizinle ilgimi kesmeyeceğim. ”
[Müslim, Îmân
348, 351. Ayrıca bk. Buhârî, Tefsîru sûre (26) 2; Tirmizî, Tefsîru sûre (27) 2;
Nesâî, Vesâyâ 6]
332. Ebû
Abdullah Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i gizli değil açıkca şöyle buyururken dinledim:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i gizli değil açıkca şöyle buyururken dinledim:
“(Akrabam olan)
Falan oğulları ailesi benim dostlarım değildir. Benim dostlarım Allah Teâlâ ile
iyi mü’minlerdir. Fakat ötekilerle aramızda akrabalık bağı bulunduğu için
kendileriyle ilgimi kesmeyeceğim. ” [Buhârî, Edeb
14; Müslim, Îmân 366]
333. Ebû
Eyyûb Hâlid İbni Zeyd el-Ensârî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre bir
adam:
– Yâ
Resûlallah! Beni Cennete götürüp cehennemden uzaklaştıracak davranışı haber
ver, dedi.
Bunun üzerine
Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
– “Allah’a
ibadet edip ona hiçbir şeyi denk tutmazsın. Namazı kılar, zekâtı verir ve
akrabanı koruyup gözetirsin. ”
[Buhârî, Edeb
10; Müslim, Îmân 14. Ayrıca bk. Nesâî, Salât 10]
328. Abdullah
İbni Mes`ûd radıyallahu anh’ın karısı Zeynep es-Sekafiyye radıyallahu anhâ’dan
rivayet edildiğine göre bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Ey kadınlar!
Zînet eşyânızdan bile olsa sadaka veriniz” buyurmuştu.
Zeynep sözüne devamla dedi ki: Bunun üzerine ben Abdullah İbni Mes`ûd’un yanına dönerek:
Zeynep sözüne devamla dedi ki: Bunun üzerine ben Abdullah İbni Mes`ûd’un yanına dönerek:
– Sen eli dar
bir adamsın. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize sadaka vermemizi
emretti. Ona git de bir soruver. Sadakamı sana vermekle bu emri yerine
getiriyorsam ne âlâ. Şayet olmuyorsa başkasına vereyim, dedim. Abdullah:
– Kendin git sor, deyince ben de gittim. Hz. Peygamber’in kapısına varınca, ensârdan bir kadının orada beklediğini gördüm. Meğer onun derdi de benimkinin aynıymış. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna girmeye de pek çekinirdik.
İçeriden Bilâl çıkıverince ona:
– Kendin git sor, deyince ben de gittim. Hz. Peygamber’in kapısına varınca, ensârdan bir kadının orada beklediğini gördüm. Meğer onun derdi de benimkinin aynıymış. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna girmeye de pek çekinirdik.
İçeriden Bilâl çıkıverince ona:
– Hz. Peygamber’e
git de, “Kapıda iki kadın bekliyor ve kocalarıyla kendi yetimlerine verecekleri
sadakanın kabul olup olmadığını soruyorlar, de!. Ama bizim kim olduğumuzu
söyleme!” dedik.
Bilâl hemen
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna gire-rek meseleyi anlattı.
Resûl-i Ekrem
sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Kim onlar?”
diye sordu.
Bilâl de:
– Ensârdan bir
kadınla Zeynep, deyince, Resûlullah salllallahu aleyhi ve sellem:
– “Hangi
Zeynep’miş o?” diye sordu. Bilâl:
– Abdullah’ın
karısı, dedi.
Bunun üzerine
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– “Onlar -böyle yapmakla- iki sevap birden kazanırlar. Biri yakınlarını himâye sevabı, diğeri de sadaka sevabı. ”
Buhârî, Zekât 48; Müslim, Zekât 45. Ayrıca bk. Buhârî, Zekât, 44; Nesâî, Zekât 82; İbni Mâce, Zekât 24
– “Onlar -böyle yapmakla- iki sevap birden kazanırlar. Biri yakınlarını himâye sevabı, diğeri de sadaka sevabı. ”
Buhârî, Zekât 48; Müslim, Zekât 45. Ayrıca bk. Buhârî, Zekât, 44; Nesâî, Zekât 82; İbni Mâce, Zekât 24
322. Yine
Enes radıyallahu anh şöyle dedi: Medine’de ensâr arasında en fazla hurmalığı
bulunan Ebû Talha idi. Ebû Talha’nın en sevdiği malı da Mescid-i Nebevî’nin
karşısındaki Beyruhâ adlı hurma bahçesiydi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem bu bahçeye girer ve oradaki tatlı sudan içerdi.
Enes (sözüne
devamla) dedi ki: “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, en iyiye
eremezsiniz” âyet-i kerîmesi nâzil olunca, Ebû Talha Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’in yanına geldi ve:
– Yâ
Resûlallah! Cenâb-ı Hak sana “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça,
en iyiye eremezsiniz” âyetini gönderdi. En sevdiğim malım Beyruhâ adlı
bahçedir. Onu Allah rızası için sadaka ediyorum. Allah’dan onun sevabını ve
âhiret azığı olmasını dilerim. Beyruhâ’yı Allah’ın sana göstereceği şekilde
kullan, dedi.
Bunun üzerine
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– “Âferin sana! Kârlı mal dediğin işte budur! Seni duydum, Ebû Talha. Onu akrabalarına vermeni uygun görüyorum. ”
– “Âferin sana! Kârlı mal dediğin işte budur! Seni duydum, Ebû Talha. Onu akrabalarına vermeni uygun görüyorum. ”
Ebû Talha:
– Öyle yapayım,
Yâ Resûlallah, dedi ve bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim
etti.
[Buhârî, Zekât
24, Vekâlet 14, Vesâyâ 10, 17, 26, Tefsîru sûre (3) 5, Eşribe 13; Müslim, Zekât
42, 43]
KOMŞU HAKKI
305. İbni
Ömer ve Âişe radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cebrâil bana komşuya iyilik
etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.” [Buhârî,
Edeb 28; Müslim, Birr 140-141. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 28; İbni Mâce, Edeb 4]
306. Ebû
Zer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“Ey Ebû Zer! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularını gözet!”
“Ey Ebû Zer! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularını gözet!”
[Müslim, Birr
142. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ıme 58; Tirmizî, Et`ıme 30]
Müslim’in Ebû
Zer’den diğer bir rivayeti şöyledir:
Dostum Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle vasiyet etti: “Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy. Sonra da komşularını gözden geçir ve gerekli gördüklerine güzel bir şekilde sun!” [Müslim, Birr 143]
Dostum Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle vasiyet etti: “Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy. Sonra da komşularını gözden geçir ve gerekli gördüklerine güzel bir şekilde sun!” [Müslim, Birr 143]
307. Ebû
Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm:
– “Vallâhi imân
etmiş olmaz. Vallâhi imân etmiş olmaz. Vallâhi imân etmiş olmaz”
buyurdu.
Sahâbîler:
– Kim imân etmiş olmaz, yâ Resûlallah? diye sordular.
– Kim imân etmiş olmaz, yâ Resûlallah? diye sordular.
– “Yapacağı
fenalıklardan komşusu güven içinde olmayan kimse!”
buyurdu. [Buhârî, Edeb 29; Müslim, Îmân 73. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 60]
Müslim’in bir
rivayetine göre ise: “Yapacağı fenalıklardan komşusu güven içinde olmayan
kimse cennete giremez” buyurdu. [Müslim, Îmân 73]
308. Ebû
Hüreyre radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ey müslüman kadınlar! Komşu hanımlar birbiriyle hediyeleşmeyi küçümsemesin! Alıp verdikleri şey bir koyun paçası bile olsa!. . ” [Buhârî, Hibe 1, Edeb 30; Müslim, Zekât 90. Ayrıca bk. Tirmizî, Velâ’ 6]
“Ey müslüman kadınlar! Komşu hanımlar birbiriyle hediyeleşmeyi küçümsemesin! Alıp verdikleri şey bir koyun paçası bile olsa!. . ” [Buhârî, Hibe 1, Edeb 30; Müslim, Zekât 90. Ayrıca bk. Tirmizî, Velâ’ 6]
309. Ebû
Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu: “Hiçbiriniz duvarına ağaç çakmak isteyen komşusuna engel
olmasın”
Ebû Hüreyre hadisi rivayet ettikten sonra oradakilere: Neden bu sünneti yerine getirmekten çekiniyorsunuz? Vallahi ben bu sünneti size benimsetene kadar uğraşacağım, dedi.
[Buhârî, Mezâlim 20, Eşribe 24; Müslim, Müsâkât 136. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Akdıye 31; Tirmizî, Ahkâm 18; İbni Mâce, Ahkâm 15]
Ebû Hüreyre hadisi rivayet ettikten sonra oradakilere: Neden bu sünneti yerine getirmekten çekiniyorsunuz? Vallahi ben bu sünneti size benimsetene kadar uğraşacağım, dedi.
[Buhârî, Mezâlim 20, Eşribe 24; Müslim, Müsâkât 136. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Akdıye 31; Tirmizî, Ahkâm 18; İbni Mâce, Ahkâm 15]
310. Ebû
Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse
komşusunu rahatsız etmesin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine
ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin
veya sussun!”
[Buhârî, Nikâh
80, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Îmân 74, 75. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 123;
Tirmizî, Kıyâmet 50; İbni Mâce, Edeb 4]
311. Ebû
Şüreyh el-Huzâ`î radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber
aleyhisselâm şöyle buyurdu:
“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse komşusuna iyilik etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!” [Müslim, Îmân 77]
“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse komşusuna iyilik etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!” [Müslim, Îmân 77]
312. Hz.
Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
– Yâ Resûlallah! İki komşum var. Hangisine hediye vereyim? diye sordum.
– Yâ Resûlallah! İki komşum var. Hangisine hediye vereyim? diye sordum.
– “Kapısı sana
daha yakın olana ver” buyurdu. [Buhârî, Şüf`a 3, Hibe 16, Edeb 32]
313. Abdullah
İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ’ya göre arkadaşların hayırlısı,
arkadaşına faydalı olandır. Yine Allah Teâlâ’ya göre komşuların hayırlısı,
komşusuna faydalı olandır. ” [Tirmizî, Birr 28]
BABA
DOSTLARINA İKRAM VE HÜRMET ETMEK
343. İbni
Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm
şöyle buyurdu: “En makbul iyilik, baba dostunu koruyup gözetmektir. ”
Abdullah İbni
Dînâr’dan rivayet edildiğine göre, Abdullah İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle
dedi:
Bedevilerden
biri Abdullah İbni Ömer’le Mekke yolunda karşılaştı. Abdullah İbni Ömer ona
selâm verdi; kendi bindiği eşeğe onu bindirdi ve başındaki sarığı da ona verdi.
Abdullah İbni Dinâr sözüne devamla dedi ki: Biz İbni Ömer’e:
– Allah iyiliğini versin, bu adam bedevilerden biri. Onlar aza kanaat ederler, deyince bize şunları söyledi:
Abdullah İbni Dinâr sözüne devamla dedi ki: Biz İbni Ömer’e:
– Allah iyiliğini versin, bu adam bedevilerden biri. Onlar aza kanaat ederler, deyince bize şunları söyledi:
– Bu zâtın
babası, (babam) Ömer İbni Hattâb’ın dostuydu. Ben Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem’in şöyle buyurduğunu duydum: “En makbul iyilik, baba dostunun
ailesini koruyup gözetmektir. ”
Abdullah İbni
Dînâr’ın Abdullah İbni Ömer’den bir başka rivayeti de şöyledir:
Bir defasında
İbni Ömer Mekke’ye gitmek üzere yola çıktı. Deveye binmekten usandığı zaman
üzerinde istirahat edeceği bir merkebiyle, başına sardığı bir de sarığı vardı.
Birgün İbni Ömer eşeğin üzerinde dinlenirken bir bedeviye rastladı. Ona:
– Sen falan oğlu falan değil misin? diye sordu. Adam:
– Evet, deyince eşeği ona verdi ve:
– Sen falan oğlu falan değil misin? diye sordu. Adam:
– Evet, deyince eşeği ona verdi ve:
– Buna bin,
dedi. Sarığı da ona uzatarak, bunu da başına sar, dedi.
Arkadaşlarından biri İbni Ömer’e:
Arkadaşlarından biri İbni Ömer’e:
– Allah seni
bağışlasın. Üzerinde dinlendiğin eşek ile başına sardığın sarığı şu bedeviye
boşuna verdin, deyince İbni Ömer şunları söyledi:
– Ben
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i “İyiliklerin en değerlisi, insanın
babası öldükten sonra, baba dostunun ailesini kollayıp gözetmesidir”
buyururken duydum. Bu adamın babası, (babam) Ömer radıyallahu anh’in dostuydu.
[Müslim, Birr 11-13. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 120; Tirmizî, Birr 5]
[Müslim, Birr 11-13. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 120; Tirmizî, Birr 5]
344. Ebû
Üseyd Mâlik İbni Rebîa es-Sâidî radıyallahu anh şöyle dedi: Bir gün biz
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda otururken Selemeoğulları kabilesinden
bir adam çıkageldi ve:
– Yâ
Resûlallah! Anamla babam öldükten sonra onlara yapabileceğim bir iyilik var mı?
diye sordu.
Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
– “Evet, onlara
dua eder günahlarının bağışlanmasını dilersin; vasiyetlerini yerine getirirsin;
akrabasını koruyup gözetirsin; dostlarına da ikramda bulunursun. ”
[Ebû Dâvûd,
Edeb 120. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 2]
345. Âişe
radıyallahu anhâ şöyle dedi: Peygamber aleyhisselâm’ın hanımlarından hiçbirini
Hatice’yi kıskandığım kadar kıskanmadım. Üstelik onu (Resûl-i Ekrem’in yanında)
hiç görmedim. Fakat Resûl-i Ekrem onu sık sık anardı. Bir koyun kesip etini
parçaladığında, çoğu zaman Hatice’nin dostlarına gönderirdi. Bazan
(dayanamayıp) Resûl-i Ekrem’e:
– Sanki dünyada Hatice’den başka kadın kalmadı! derdim.
Resûl-i Ekrem:
– Sanki dünyada Hatice’den başka kadın kalmadı! derdim.
Resûl-i Ekrem:
– “O şöyle
şöyleydi” diye özelliklerini sayar ve “Çocuklarım ondan oldu”, derdi.
Buhârî,
Menâkıbü’l-ensâr 20; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 74-76. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr
70, Menâkıb 70
Bir rivayete
göre Hz. Âişe: Resûl-i Ekrem koyun kesecek olursa, Hatice’nin arkadaşlarına
yeteri kadar gönderirdi, dedi.
Buhârî, Menâkıbü’l-ensâr 20; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 74
Buhârî, Menâkıbü’l-ensâr 20; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 74
Başka bir rivayete göre ise Hz. Âişe şöyle dedi: Resûl-i Ekrem koyun kestiği zaman, “Ondan Hatice’nin arkadaşlarına da gönderin” derdi. Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 75
Başka bir rivayete göre Hz. Âişe şöyle dedi: Hatice’nin kızkardeşi Hâle Binti Huveylid birgün Resûlullah’ın huzuruna girmek için izin istemişti. Resûl-i Ekrem Hatice’nin sesini hatırladı ve: “Allahım, bu Huveylid kızı Hâle!” diye heyecanlandı. [Buhârî, Menâkıbü’l-ensâr 20; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 78]
346. Enes
İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi:
Cerîr İbni Abdullah el-Becelî ile bir yolculuğa çıkmıştım. (Benden yaşlı olduğu hâlde) Cerîr bana hizmet ediyordu. Ona:
– Böyle yapma! deyince bana şunları söyledi:
Cerîr İbni Abdullah el-Becelî ile bir yolculuğa çıkmıştım. (Benden yaşlı olduğu hâlde) Cerîr bana hizmet ediyordu. Ona:
– Böyle yapma! deyince bana şunları söyledi:
– Ben ensarın
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e pek çok hizmet ettiğini gördüm ve
kendi kendime “Şâyet ensardan biriyle arkadaşlık edersem ben de ona hizmet
edeceğim” diye yemin etmiştim.
Buhârî, Cihâd 71; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 181
Buhârî, Cihâd 71; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 181
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder