Gün
|
Miladi
Takvime Göre Tarihi
|
Hicri
Takvime Göre
|
Terviye günü
|
30 Ağustos 2017 Çarşamba
|
8 Zilhicce 1438
|
Arefe Gecesi
|
30 Ağustos’u 31 Ağustos’a Bağlayan Gece
|
9 Zilhicce 1438
|
Arefe Günü
|
31 Ağustos 2017 Perşembe
|
9 Zilhicce 1438
|
Kurban Bayramının 1. Günü
|
1 Eylül 2017 Cuma
|
10 Zihicce 1438
|
TERVİYE GÜNÜ: Zilhicce
ayının 8. gününe (Arefe gününden bir önceki güne) "Terviye Günü"
denir. "Terviye" denmesinin sebebi, hâcıların o gün Zemzem
suyundan doya doya içip kanmalarındandır. Zâten "Terviye"
kelimesinin sözlük anlamı da "suya kandırmak" demektir. O gün,
hâcılar Mekke'den Minâ'ya çıkarlar.
"Terviye"
kelimesi, "tefekkür" mânâsında da kullanılmaktadır. Nitekim İbrâhîm
aleyhisselâm, Zilhicce ayının 8. gecesi, rüyâsında; "Kendi oğlunu keser
hâlde" gördü. Sabâh olunca, "Rüyâ şeytânî midir, yoksa Rahmânî midir
(Allah tarafından mıdır)?" diye terviyeye [tefekküre: düşünmeye] dalıp, o
günü tefekkürle (düşünmeyle) geçirdi. Gece olduğunda, kendisine; tekrâren
"Emrolunduğun şeyi yerine getir" buyurulunca, Allahü Teâlâ tarafından
olduğunu bildi. Bildiği için o güne, "Bildi [bilmek]" anlamına gelen
"Arefe" dendi. [Tabîî ki Kur'ân-ı kerîmde de belirtildiği gibi, o
hâdise bir imtihândı; Cenâb-ı Hak, İsmâîl aleyhisselâmın yerine fidye olarak büyük
bir koç göndermiş, İbrâhîm aleyhisselâm, oğlu İsmâîl aleyhisselâm'ı
kesmemiştir.]
TERVİYE
GÜNÜNÜN FAZİLETİ
Terviye, Arefe gününden bir
önceki güne denir. Terviye günü oruç tutmak çok faziletlidir. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki: Allahü Teâlâ, Terviye günü oruç tutan ve günah
söylemeyen müslümanı elbette Cennete koyar. [Ramuz]
Terviye günü oruç tutmak, bin köle azat
etmeye, iki bin deve kurban kesmeye ve cihad için gönderilen bin ata
bedeldir. [Ebulberekat]
AREFE GÜNÜNÜN
FAZİLETİ
Arefe
gününden üstün bir gün yoktur. O gün Allahü Teâlâ, yeryüzündekilerle iftihar
ederek göktekilere, "Ey
gök ehli, kullarıma bakın, rahmetime kavuşmak ve azabımdan kaçmak için uzak
yerlerden geldiler..." buyurur. Arefe günü Cehennemden o kadar çok
kul azat edilir ki, başka günlerde bu kadar azat olmaz. [Gunye]
"Günlerin
en faziletlisi arefe günüdür. Faziletçe cumaya benzer. O, cuma günü dışında yapılan
yetmiş hacdan faziletlidir. Duaların en faziletlisi de arefe günü yapılan duadır.
Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz de: Lâ ilâhe
illallâhü vahdehû lâ serîke lehû. (Allah birdir, ondan başka ilah yoktur, O'nun
ortağı da yoktur) sözüdür."
[Muvatta, Hacc 246]
Arefe
gününe hürmet edin! Arefe, Allah’ın kıymet verdiği bir gündür. [Deylemî]
Şeytan,
Arefe gününden başka zaman daha zelil, rezil, hakir ve kinli görülmez. [İ. Malik]
Allahü
Teâlâ, Arefe günü zerre kadar imanı olanı affeder. [Gunye]
Arefe
günü, kulağına, gözüne ve diline sahip olan mağfiret olur. [Taberanî]
Bu
uzuvlarına sahip olmak, bunlarla günah işlememek, yani gıybet, çalgı, harama
bakmak gibi günahlardan uzak durmakla olur. Kulağına sahip olmak, gıybet, çalgı
gibi haram olan şeyleri dinlememektir. İstemeden kulağa gelmişse, günah olmaz.
Gözüne sahip olmak da, haram olan şeylere bakmamak ve mubah olarak baktığı
şeylerden ibret almaktır. Diline sahip olmaksa, yalan söylememek, dedikodu
etmemek, laf taşımamak, kötü söz söylememek, hatta boş şey konuşmamak, kimseyi
incitmemek demektir. Bunlara riayet eden Arefe gününü değerlendirmiş olur.
AREFE GÜNÜ
ORUCUN FAZİLETİ
(Kaza orucumuz olsa da
olmasa da kaza niyetine tutalım.)
Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutmak sevabdır, fakat Arefe günü
oruç tutmak daha çok sevabdır.
Arefe günü oruç tutana, Âdem aleyhisselamdan, Sur’a
üfürülünceye kadar yaşamış bütün insanların sayısının iki katı kadar sevab
yazılır. [R.
Nasıhin]
Arefe günü tutulan oruç, bin gün [nâfile] oruca bedeldir. [Taberanî]
Arefe günü tutulan oruç, iki bin köle azat etmeye, iki bin
deve kurban kesmeye ve Allah yolunda cihad için verilen iki bin ata bedeldir. [Tenbihül Gâfilin]
Arefe günü tutulan oruç, geçmiş ve gelecek yılın günahlarına
kefaret olur. [Müslim]
[Yani Arefe günü tutulan oruç, geçmiş ve gelecek bir senede yapılan tevbelerin
kabul olmasına yarar.]
HACININ (Haccda olanın) AREFE
ORUCU TUTMASI
Arefe günü, hacının oruç tutması, Arafat'ta vakfeye durmaya
ve dualara mani olmamak şartıyla mendubdur [müstehabdır, yani iyi olur]. Oruç
tutmak zayıf düşürürse, o zaman tutması mekruh olur. (Redd-ül-muhtar) Görüldüğü
gibi, Arafat'ta olup da oruç tutamayanlar için, Arefe günü oruç tutmanın mekruh
olması, herkes için değildir. Arefe günü oruç tutmak çok sevabdır.
AREFE GÜNÜ
İBADET VE ZİKRİN FAZİLETİ
Terviye gününden sonra Arefe günü gelir. Arefe günü sabah
namazından, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, 23 farz namazın
bitiminde selam verince, bir kere teşrik tekbiri okumak kadın erkek, cemaatle
veya tek başına kılan herkese vacibdir. Camiden çıktıktan veya konuştuktan
sonra okumak gerekmez. İmam tekbiri unutursa, cemaat terk etmez. Erkekler,
yüksek sesle okuyabilir.
TEŞRİK TEKBİRİ: Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü, vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhil hamd
ANLAMI: Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Ondan
başka hiçbir ilah yoktur. Allah en büyüktür.
Allah en büyüktür. Bütün hamdler (övgüler)
Allah’adır.
Arefe günü [Besmeleyle] bin İhlâs okuyanın günahları affolup
duası kabul olur. [Ebuş şeyh]
Arefe gecesi ibadet eden, Cehennemden azat olur. [S. Ebediyye] (İbadet olarak, ilim
öğrenmek en faziletlisidir. İlmihal okumakla en uygun ilmi öğrenmiş oluruz.)
AREFE GECESİ VE GÜNÜ DUA
ETMEK
Arefe gecesi, Terviye günü ile Arefe günü
arasındaki gecedir.
Duanın faziletlisi, Arefe günü yapılandır. [Beyhekî]
Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua
reddolmaz. Ramazan ve Kurban bayramının birinci gecesi, Berat ve Arefe gecesi. [İsfehani]
Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi
faziletlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez,
onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar:
Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri. [Deylemi]
Arefe gecesi ibadet eden, Cehennemden azat
olur. [S. Ebediyye]
BAYRAM GÜNLERİ
Bayram günlerinin de fazileti büyüktür.
Kurban bayramının 1.2.3. günlerinden sonraki gecelere Kurban bayramı geceleri
denir. Ramazan-ı şerifin son günü ile bayramın ilk günü arasındaki geceye de
Ramazan bayramı gecesi denir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
Ramazan ve Kurban bayramının gecelerini ihya
eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez. [İbni Mace,
Taberani]
Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde
yapılan dua, tevbe reddolmaz. Ramazan ve Kurban Bayramı'nın birinci geceleri,
Berat Gecesi ve Arefe Gecesi. [İsfehanî]
Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez.
Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi. [İbni
Asakir]
Bayramda erken kalkmak, gusletmek, misvak
kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli
etmek, yüzük takmak, karşılaştığı müminlere güler yüzle selam vermek, fakirlere
çok sadaka vermek, İslamiyet’e doğru olarak hizmet edenlere yardım etmek,
dargınları barıştırmak, akrabayı, din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye
götürmek sünnettir. Bayram gecelerini ihya eden, büyük saadete kavuşur. Kurban
Bayramı geceleri, bayramın 1., 2. ve 3. gününden sonraki gecelerdir. İki
hadis-i şerif:
Bayram gecelerini ihya edenin kalbi,
kalblerin öldüğü günde ölmez. [Taberanî]
Ramazan bayramında bayram namazından önce
tatlı yemek, hurma yemek, hurmayı 1, 3, 5 gibi tek adet yemek, teke riayet
etmek, sünnettir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: Allahü Teâlâ tektir, teke
riayet edeni sever. [Buhari]
Bayram günleri sevinmek, neşelenmek gerekir.
Hazret-i Ebu Bekir, kızı Âişe validemizin evine gidince, iki cariyenin tef
çalıp oynadığını gördü. Ensar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan
söylüyorlardı. Hazret-i Ebu Bekir, Resulullahın evinde böyle şey yapılmasının
uygun olmayacağını bildirerek, onların susmalarını söyledi. Düğünlerde ve
bayramlarda, kadınların def çalmaları caiz olduğu için, Peygamber efendimiz,
Hazret-i Ebu Bekir’e, (Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır,
bu da bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir) buyurdu.
(Buhari)
Dargın olanların, bayramı beklemeyip, hemen barışması gerekir. Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi seven, insanların kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan, [mümin], herkesle iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır. Bir kusuru için kimseye darılmamak gerekir.
Dargın olanların, bayramı beklemeyip, hemen barışması gerekir. Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi seven, insanların kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan, [mümin], herkesle iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır. Bir kusuru için kimseye darılmamak gerekir.
Dargınlık olsa bile üç günden fazla
sürmemeli. Şayet bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla
gecikmeden barışmalı. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Birbirinize
arka çevirmeyin! Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi
kıskanmayın! Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Bir Müslümanın diğer kardeşine
darılarak üç günden çok uzaklaşması helâl değildir. [Buhari]
Müslümana üç günden fazla dargın duran
Cehenneme gider. [Nesai]
Birbirine dargın iki kişiden, hangisi önce
selam verirse, günahları affolur. Verilen selamı öteki almazsa, melekler alır.
Selam almayana da şeytan, sevinçle iltifatta bulunur. [İbni
Ebi Şeybe]
Müminin kardeşine üç günden çok dargın
durması caiz değildir. Üç gün sonra, ona selam verip hatırını sormalıdır. Onun
selamını alırsa, birlikte sevaba ortak olurlar. Selamını almazsa günaha girer.
Selam veren de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur. [Ebu Davud]
Din kardeşiyle bir yıl dargın duran, onu öldürmüş gibi günaha girer. [Beyheki]
Din kardeşiyle bir yıl dargın duran, onu öldürmüş gibi günaha girer. [Beyheki]
Ameller, pazartesi ve perşembe günleri Allahü
Teâlâ’ya arz olunur. Allahü teâlâ da, kendisine şirk koşmayan herkesi affeder.
Ancak bu mağfiretten, birbirine kin tutan iki kişi istifade edemez. Allahü
teâlâ, “O iki kişi barışıncaya kadar amellerini bana getirmeyin” buyurur. [İ.
Malik]
İki kişi, birbirine dargın olarak ölürse, Cehennemi görmeden Cennete giremez. Cennete girseler de birbiriyle karşılaşamazlar. [İbni Hibban]
İki kişi, birbirine dargın olarak ölürse, Cehennemi görmeden Cennete giremez. Cennete girseler de birbiriyle karşılaşamazlar. [İbni Hibban]
Ramazan gittiği için değil, günahlarımızın
affolduğu için, büyük sevab ve nimete kavuştuğumuz için bayram yapıyoruz.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Bayram sabahı Müslümanlar, namaz için camilerde
toplanınca Allahü teâlâ meleklere, “İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir?”
diye sorar. Melekler de, “Ücretini almaktır” derler. Allahü teâlâ da, “Siz
şahit olun ki, Ramazandaki oruçların ve namazların karşılığı olarak, kullarıma
kendi rızamı ve mağfiretimi verdim. Ey kullarım, bugün benden isteyin, izzet ve
celâlim hakkı için istediklerinizi veririm” buyurur. [Beyheki]
Peygamber efendimiz, (Ramazan ayının
son günü Allahü teâlâ, oruç tutanları affeder) buyurunca, Eshab-ı
kiram, (Ya Resulallah, o gün Kadir gecesi mi?) diye sual etti. Onlara, (Bilmez
misiniz ki, iş yapana, işi bitirince ücreti verilir) buyurdu.
(Beyheki)
Bunları bilen Müslüman nasıl sevinmez ve
bayram etmez? Bayram günleri sevinmek, neşelenmek gerekir. Hazret-i Ebu Bekir,
kızı Âişe validemizin evine gidince, iki cariyenin def çalıp oynadığını gördü.
Ensar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan söylüyorlardı. Hazret-i Ebu
Bekir, (Resulullah’ın evinde böyle şey yapılmaz, susun) dedi. Düğünlerde ve
bayramlarda, kadınların def çalmaları caiz olduğu için, Peygamber efendimiz
hazret-i Ebu Bekir’e, (Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır,
bu da bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir) buyurdu.
(Buhari)
Hazret-i Ali, (Bugün, orucu kabul edilenlerin ve günahları affedilenlerin bayramıdır) buyurdu. Hadis-i şerifte de, (Ramazan ayında, içkiye devam eden, ana babasına âsi olan ve sıla-i rahmi terk eden hariç, herkesin günahları affolur) buyuruldu. (Gunye)
Hazret-i Ali, (Bugün, orucu kabul edilenlerin ve günahları affedilenlerin bayramıdır) buyurdu. Hadis-i şerifte de, (Ramazan ayında, içkiye devam eden, ana babasına âsi olan ve sıla-i rahmi terk eden hariç, herkesin günahları affolur) buyuruldu. (Gunye)
Eğer bunlar tevbe ederse, Allahü teâlâ
günahlarını affeder. Ramazandaki sevablar bilinseydi, (Her gün ramazan olsa)
denirdi. Hadis-i şerifte, (Ramazan ayındaki özel sevablar bilinmiş
olsaydı, bütün yılın ramazan olması istenirdi) buyuruldu. (Ebu Nasr)
Ne mutlu günahlardan sakınarak oruç
tutanlara… Bunlar, asıl bayramı ahirette yapacaklardır!
BAYRAM GECELERİ
Sual: S. Ebediyye’deki, “Kıymetli geceye,
kendinden sonra gelen günün ismi verilir. Önceki günü öğle namazı vaktinden, o
gecenin fecrine kadar olan zamandır. Yalnız, Arefe ve üç kurban günlerinin
geceleri böyle değildir. Bu dört gece, bu günleri takip eden gecelerdir”
ifadesi hangi kitaptan alınmıştır?
CEVAP
Dürr-ül muhtar kitabının itikâf bahsinde şöyle deniyor: Bil ki, geceler günlere tâbidir. Bundan, yalnız Arefe gecesiyle Kurban bayramı geceleri müstesnadır. İnsanlara kolaylık olmak için, bu geceler, geçen gündüzlerine tâbidir. Velvalciyye'nin kurban bahsinde de beyan edilmiştir.
CEVAP
Dürr-ül muhtar kitabının itikâf bahsinde şöyle deniyor: Bil ki, geceler günlere tâbidir. Bundan, yalnız Arefe gecesiyle Kurban bayramı geceleri müstesnadır. İnsanlara kolaylık olmak için, bu geceler, geçen gündüzlerine tâbidir. Velvalciyye'nin kurban bahsinde de beyan edilmiştir.
BAYRAMDA
YİYİP İÇMEK
Sual: Mektubat’ta,
(Bayramda yiyip içmek, yıllarca nafile oruçtan daha sevabdır) buyuruluyor.
Yiyip içmek niye sevab oluyor ki?
CEVAP
Burada sevab olan, yiyip içmek değil, oruç tutmayarak Allahü tealanın emrine uymaktır. Bayram günü oruç tutmak haram olduğu için, oruç tutmamanın, yani dinin emrine uymanın, nafile oruçtan daha kıymetli olduğu bildiriliyor.
Burada sevab olan, yiyip içmek değil, oruç tutmayarak Allahü tealanın emrine uymaktır. Bayram günü oruç tutmak haram olduğu için, oruç tutmamanın, yani dinin emrine uymanın, nafile oruçtan daha kıymetli olduğu bildiriliyor.
BAYRAM
ZİYARETLERİ
Sual: Bayram ziyaretlerinde neye dikkat
edelim, önce kimleri ziyaret edelim?
CEVAP
Fâsık olan, günah işlememize sebep olacak akrabayı ziyaret lazım değildir. Fakat salih olan akrabayı ziyaret gerekir. Salih arkadaşları ziyaret de çok sevaptır. Ziyaret, yalnız Allah rızası için olmalıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
CEVAP
Fâsık olan, günah işlememize sebep olacak akrabayı ziyaret lazım değildir. Fakat salih olan akrabayı ziyaret gerekir. Salih arkadaşları ziyaret de çok sevaptır. Ziyaret, yalnız Allah rızası için olmalıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
Bir kimse, köydeki arkadaşını ziyarete gider.
Hak teâlâ, buna bir melek gönderir. Melek o adama der ki:
- Böyle nereye gidiyorsun?
- Bu köyde bir arkadaşım var. Onu ziyarete
gidiyorum.
- Bunun sana bir iyiliği, bir yardımı dokundu
da onun için mi gidiyorsun?
- Hayır, sırf Allah rızası için ziyaretine
gidiyorum.
- Müjdeler olsun sana! Beni Allahü Teâlâ
gönderdi. Hiçbir karşılık beklemeden arkadaşını ziyarete gittiğin için Allahü teâlânın
sevgisine mazhar oldun. [Hakim]
Hiç bir kul yoktur ki, din kardeşini Allah için ziyaret etsin de, bir melek, "Ne iyi ettin, Cennet sana helal olsun" demesin. Allahü teâlâ da buyurur ki: "Kulum beni ziyarete geldi. Bana da onu ağırlamak düşer". [Ebu Ya’la]
Hikmet ehli diyor ki:
Ziyareti terk etme, seni unuturlar. Pek sık
da gitme senden bıkarlar.
Allah rızası için müslümanı ziyaret etmek çok sevaptır. Âlimi, fakiri ve salih akrabayı ziyaret daha çok sevaptır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Allah rızası için müslümanı ziyaret etmek çok sevaptır. Âlimi, fakiri ve salih akrabayı ziyaret daha çok sevaptır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Âlimi ziyaret eden, beni ziyaret etmiş gibi
sevap alır. [Taberani]
Salih akrabayı hiç olmazsa, haftada veya ayda
bir ziyaret etmeli, kırk günü geçirmemelidir! Uzak ülkede ise mektupla,
telefonla gönlünü almalı, dargın ise barışmalıdır.
Ev sahibi imam olur. Yahut onun tayin ettiği
zat imam olur. Bir kimse, layık olsa da, teklif edilmeden ziyarete gittiği
yerde imamlığa geçmemelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kavmi ziyarete giden, onlara imamlık yapmasın!) [Tirmizi]
(Bir kavmi ziyarete giden, onlara imamlık yapmasın!) [Tirmizi]
Davete gitmek
Sual: Her davete gidilir mi?
CEVAP
Yemekte günah işleniyorsa gidilmez. Fakirlerin davetine gitmeyip de zenginlerinkine gitmek kibirdendir. Kendinden aşağı olanları ziyaret etmek de tevazu alametidir.
Yemekte günah işleniyorsa gidilmez. Fakirlerin davetine gitmeyip de zenginlerinkine gitmek kibirdendir. Kendinden aşağı olanları ziyaret etmek de tevazu alametidir.
Düğün yemeğine davet olunanın gitmesi sünnet,
başka ziyafetlere gitmek müstehaptır. Bazı âlimler ise, (Düğün yemeğine gitmek
vacip, diğer davetlere gitmek sünnettir) demişlerdir. Müslümanın müslüman
üzerindeki beş haktan biri, davetine icabettir. Yani davetini kabul edip
gitmektir. Hadis-i şerifte, (Davete icabet ediniz) buyuruldu.
(Müslim)
Külfete girenin davetine gitmek gerekmez.
Cimrinin davetine de gitmemelidir!
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: Cömerdin yemeği şifa, cimrinin yemeği hastalıktır. [Deylemi, Hâkim, İbni Lâl, Dare Kutnî, Hatib]
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: Cömerdin yemeği şifa, cimrinin yemeği hastalıktır. [Deylemi, Hâkim, İbni Lâl, Dare Kutnî, Hatib]
Samimi olarak davet edilen yere gitmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Davete icabet etmeyen, Allah’a ve Resulüne asi olmuş olur.) [Buhari]
(Müslüman kardeşine ikram eden, Allahü
teâlâya ikram etmiş olur.) [İsfehani]
(İki kişi birden davet ederse, kapısı yakın
olana icabet et! Çünkü kapısı yakın olanın hakkı daha önce gelir.) [Buhari]
EL ÖPMEK
Sual: Bayramda herkesin eli öpülür mü,
yani kimlerin eli öpülür, kimlerin eli öpülmez?
CEVAP
Herkesin eli öpülmez. Ana babanın, bir de âdet olduğu için yaşlı akrabaların elini öpmek caizdir. Arkadaşın elini öpmek haramdır. Kadın kocasının elini öpebilir, fakat, kendine namahrem yani yabancı erkeğin, erkek de yabancı kadının, zaruret olmadıkça, elini öpemez.
CEVAP
Herkesin eli öpülmez. Ana babanın, bir de âdet olduğu için yaşlı akrabaların elini öpmek caizdir. Arkadaşın elini öpmek haramdır. Kadın kocasının elini öpebilir, fakat, kendine namahrem yani yabancı erkeğin, erkek de yabancı kadının, zaruret olmadıkça, elini öpemez.
Öperken Eli Alna Koymak
CEVAP
Değdirmek gerekmez, değdirilirse de, âdet olduğu için mahzuru olmaz.
Değdirmek gerekmez, değdirilirse de, âdet olduğu için mahzuru olmaz.